Uyku bozuklukları erken doğum riskini artırıyor mu?

“Erken doğuma neden olan faktörler arasında uyku bozukları da var mı?” diye merak ediyorsanız haberimize bir göz atmanızı öneriyoruz.

“Erken doğuma neden olan faktörler arasında uyku bozukları da var mı?” diye merak ediyorsanız haberimize bir göz atmanızı öneriyoruz.
Kaliforniya Üniversitesi araştırmacıları hamileliği boyunca uykusuzluk ve uyku apnesi yaşayan kadınların erken doğum riski taşıdığını belirtti. Yapılan bu araştırma hamilelik boyunca uykusuzluğun etkileri konusunda yapılan ilk araştırma. 3 milyon kadının yer aldığı bu araştırmada, 2,265 kadın hamileliği boyunca uyku bozukluğu çekiyordu. Uyku bozukluğu çeken katılımcılar ile uyku bozukluğundan şikayetçi olmayan ama erken doğuma sebep olan (Yüksek tansiyon, sigara ya da daha önceden erken doğum yapmak) risklere sahip diğer katılımcılarla eşleştirildi. Bu geniş deney kitlesi, araştırmadan sorumlu olan Dr. Felder, Prof. Prather ve ekibine uyku bozuklukları ve erken doğum türleri arasındaki ikişkiyi incelemek için iyi bir fırsat vermiş oldu. Örneğin araştırmacılar erken ve geç doğumu karşılaştırabilir; tetiklenen erken doğumlar ile doğal erken doğum arasındaki farkları gözlemleyebilirlerdi. Bu araştırma, hamilelik sırasında olan sıradan değişikleri değil, uyku apnesi ve uykusuzluk gibi uykuya ciddi zararlar veren bozuklukları incelemeyi hedef alıyordu. Araştırmacılar, uyku bozukluğu yaşayan kadınlarda erken doğum oranının yüzde 14.6 olduğunu; diğer gruptaki kadınların ise yüzde 10.6’sının erken doğum yaptığını belirtti.
 

 
Erken doğum riski taşıyan kadınları tespit edip onlara uygun ve etkili tedavi seçeneklerini sunmanın erken doğumu engelleyebileceğini söyleyen araştırmacılar, erken doğumlarda komplikasyon riskinin arttığını da söylüyor. Bilişsel davranış terapisinin uyku bozukluklarını ilaçsız tedavi etmek için bir yöntem olabildiğini açıklayan Dr. Felder ve ekibi, bu tedavi yönteminin hamile kadınlarda da etkili olup olmayacağını ve doğum sonuçlarının geliştirilip geliştirilemeyeceğini araştırdıklarını belirtiyor. Dr. Felder, bu araştırmayla ilgili en heyecan verici kısmın ise uyku bozukluklarının değiştirilebilme ihtimali olduğunu belirterek sözlerini sonlandırıyor.
 

 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir