San Francisco hem klasik hem yerel ruhu yansıtıyor

Amateur

Şehri ziyaret eden Jessica Colley, Skylife Dergisi’ne bir gezi yazısı hazırlayarak San Francisco’da yaşadığı tecrübeleri anlattı: İçinde olduğum tramvay tepelerden aşağı doğru hızlanıp virajları daha süratli almaya başladıkça midem heyecandan hareketleniyordu. Işıl ışıl bir San Francisco sabahında, kentin sakinleri binip indikçe tramvayın zili çınlıyordu.

San Francisco hem klasik hem yerel ruhu yansıtıyor- FOTO GALERİ

ŞEHRİN EN İYİ PASTANESİ

İnsanlar işlerine yetişmeye çalışırken bir yandan da bir şeyler atıştırıyordu. Bense şehrin en iyi pastanesinden bol kahve ve yanında iyi bir çöreğin hayalini kuruyordum. Tartine Bakery ’ye vardığımda, kapının dışına taşmış ama hızlı ilerleyen bir sırayla karşılaştım. Kahvaltılık bir çörek ve ağzına kadar dolu bir bardak kahveyle, dışarıdaki tek boş masaya oturdum ve Mission District ’te hareketlenen sabahı izlemeye başladım.

San Francisco hem klasik hem yerel ruhu yansıtıyor

Manzaraya kendimi kaptırmadan önce, klasik San Francisco ’yu biraz görmek istiyordum. İçimdeki tarih merakı, San Francisco Körfezi’nin orta yerindeki meşhur eski hapishaneyi, yani Alcatraz ’ı nihayet keşfedebilecek olma düşüncesiyle alevlenmişti. İçimdeki kitap kurduysa tarihî Feribot Binası ’nda, uğramadan geçilmemesi gereken bir kitabevi olan Book Passage ’ın rafları arasında mutlulukla dolaştı.

AMERİKAN RESSAMLARININ ESERLERİ SEGİLENİYOR

Oradan rıhtımdaki Pier 39 ’a geçtim ve güneşin altında uzanıp kendilerince çığırtkanlık yapan denizaslanlarına kulak verdim. Birkaç saat süren bir sessizliğin ardından Young Müzesi ’ndeki fotoğraf koleksiyonlarının ve Amerikan ressamların eserlerinin sergilendiği koridorları turladım. Arabalar yanımdan vızır vızır geçerken, şehrin simgesi Golden Gate Köprüsü ’nün kaldırımlarında yürüdüm.

San Francisco hem klasik hem yerel ruhu yansıtıyor

Turistik merkezleri dolaşarak dolu dolu bir San Francisco gezisi yapmak mümkün ama kentin ruhunu yakalamak için asıl küçük şeylere göz atmak lazım. Sabah yediğim çörekten eser kalmayınca, ben de Mission District ’teki Valencia ’nın yolunu tuttum. Clarion Alley ’de şehrin üretken insanlarının resmettiği ışıl ışıl duvar resimleri beni kendine çekti. Açlık benliğimi yeniden ele geçirince, civarın meşhur burritolarından birini silip süpürdüm ve ardından kent sakinlerinin palmiye ağaçları ve göz alıcı bir gökyüzü altında tenis oynadığı Dolores Parkı ’nda biraz yürüdüm.

TRAMVAYLA YOLCULUK

Tatil demek kendini şımartabilmek demek. Bu düşünceyle öğleden sonramı Hayes Valley ’de, her bir topun sıvı nitrojenle yapıldığı Smitten Ice Cream ’de harika bir dondurmayla noktaladım. San Francisco ’daki son günümde tramvaya bir kez daha bindim. Geçmişten kalan bu ulaşım aracı şehri başka bir çağda hayal etmenizi kolaylaştırıyor. Tramvay Müzesi ’nin de tarihi canlandırmada bir o kadar başarılı olduğunu eklemek gerek.

San Francisco hem klasik hem yerel ruhu yansıtıyor

İKONİK BİR EĞLENCE ARACI

Biraz eğlence, biraz toplu taşıma aracı olan bu tarihi eserler şehrin mizacını yansıtıyor. San Francisco diğer kentlerin izinden giderek tramvaylardan vazgeçebilir ve yerine en son teknolojiyi kullanabilirdi elbette. Ama bunu yapmak yerine hem kent sakinlerine hizmet eden hem de güneşli bir sabahın tadını çıkarmak isteyen ziyaretçileri memnun eden ikonik bir eğlence aracı olarak tramvay kullanmayı sürdürmeyi tercih etmişler.

YAZIYI SKYLIFE DERGİSİ’NDEKİ KAYNAĞINDAN OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir