Yedisi yabancı uyruklu, toplam 255 sanıklı ‘Gezi Parkı Ana Davası’nda mahkeme bazı sanıklar için 2 yıl ila 10 ay arasında hapis cezası, bazı sanıklar için ise beraat kararı verdi. İstanbul Adalet Sarayı’nda bulunan 55.Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya 6 tutuksuz sanık ve avukatları katıldı. Davada konuşan Dolmabahçe Bezm-i Alem Camii’nin güvenlik görevlisi Savaş Dinç de, “Caminin içinde alkol alan herhangi birini de görmedim. Caminin içinde birşeyler içen, tüketen ya da sigara içildiğini görmedim.” dedi.
Gezi davasında mahkeme ikisi asistan doktor 4 sanığı, “ibadethaneyi kirletmek” ten suçlu buldu. Sanıklar 10’ar ay hapis cezasına çarptırıldı. Cezalar ertelendi.
255 SANIKTAN 244’Ü SUÇLU BULUNDU
“Gezi Parkı Ana Davası” mahkeme 255 sanıktan 244 sanığı suçlu buldu ve 2 ay 15 gün ile 1 yıl 2 ay 16 gün arasında değişen hapis cezalarına çarptırdı. 7 sanık beraat etti.
HANGİ SUÇLARI ALDILAR?
Gezi Parkı Ana Davası mahkemenin haklarında mahkumiyet kararı verdiği sanıkların işlediklerini belirttiği suçlar şöyle:
“2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet”
“Görevi yaptırmamak için direnme”
“Kamu malına zarar verme”
“Özel kıyafetleri usulsüz kullanma”
“İbadethaneyi kirletmek suretiyle zarar verme”
“HİÇBİR OLAYA KARIŞMADIM”
Duruşmada hakkında yakalama kararı çıkarılan Cemile Korkmaz’ın kimlik tespitinin ardından savunması alındı. Cemile Korkmaz, olay günü gezmek ve alışveriş için oğlu ile Anadolu Yakası’ndan önce Taksim, ardından da Kabataş’a gittiğini söyleyerek, “Gazlar atılıp, plastik mermiler patlayınca bir yerlere saklanmak istedik. Ancak gözaltına alındık. Herhangi bir uyarı yapılmadı. Hiçbir olaya karışmadım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum. Hakkımdaki yakalama kararı kaldırılsın.” dedi.
“CAMİNİN İÇİNDE ALKOL ALAN HERHANGİ BİRİNİ DE GÖRMEDİM”
Duruşmada Dolmabahçe Bezm-i Alem Camii’nde güvenlik görevlisi olarak çalışan 2 kişi tanık sıfatıyla dinlendi. Güvenlik görevlisi Savaş Dinç, “Olay günü mesai saatlerim saat 18.30 ile 08.00 arasındaydı. Beşiktaş’ta ağaç eylemi vardı. Olay mesai saatleri içinde oldu. Olay günü etraf çok kalabalıktı. Biz caminin içinde duruyorduk. İnsanlar içeri, camiye akın ediyorlardı. Yaralılar içeri geliyordu. Olay günü camiye ayakkabı ile girilmemesi konusunda uyarıda bulundum. Hatta ayakkabısıyla içeri giren bir vatandaşı uyardığımda bana çok sert davrandı. Ben şahsın kokusundan alkollü olduğunu anladım. Ancak vatandaşların ayakkabı ile girilmesine engel olamayınca halıların üzerine hasır serdik. Halılar zarar görmedi. Caminin içinde alkol alan herhangi birini de görmedim. Camiinin içinde birşeyler içen, tüketen ya da sigara içildiğini görmedim.” şeklinde konuştu.
“POLİS CAMİYE MÜDAHALE ETMEDİ”
Atılan gazlardan kendisinin de etkilendiğini söyleyen tanık Savaş Dinç, “İçeride 15-20 kişi yaralılara müdahale ediyordu. Yaralıların gözlerine ilaç sıkıyordu. Sabah herkes gitti. Sağlıkçılar da tıbbi malzeme içeren mavi torbalarla camiden ayrıldılar. Ben olay günü dışarıda, tahmini 15 bin kişinin olduğunu düşünüyorum. Polis camiye müdahale etmedi.Polis müdahalesinden sonra yaralananlar ve gazdan etkilenenler camiye geldi. Kalabalık grup, can havliyle gazdan korunmak için kapıya yüklenince kapının pimi attı. Kapı açıldı ancak kapı kırılmadı, kapı sağlamdı.” dedi. Kameraların bulunduğu 1,5 metrelik direklerin sökülüp yere düşmesi sonucunda kameraların zarar gördüğünü söyleyen Tanık Savaş Dinç, “Caminin karşısındaki sosyal tesisin de kapı ve parmaklıkların söküldüğünü sabahleyin gördüm.” diye konuştu.
“NÖBETİM ESNASINDA HERHANGİ BİR SORUN OLMADI”
Diğer tanık güvenlik görevlisi Sercan Özcan da “Gündüz nöbetçiydim. Davaya konu olay benim görevimden önce olmuştu. Nöbeti devraldığımda camide kimse yoktu. Nöbetim esnasında herhangi bir sorun olmadı. Ayrıca görev yaptığım sürede basın mensuplarını ya da başkasını camiye almadık.” diye konuştu.
“BASINDA ÇIKAN FOTOĞRAFLAR YA BAŞKA YERDE ÇEKİLDİ YA DA MİZANSEN FOTOĞRAFLAR OLDUĞU GÖRÜŞÜNDEYİM”
Tanığın bu ifadesinin ardından söz alan bazı sanıkların avukatı da “Tanık beyanlarımızdan ulaştığımız sonuç Bezm-i Alem Camii’ne basın mensupları girmemiş. Basında çıkan fotoğraflar üzerine dava açıldı. Basında çıkan fotoğraflar (bira kutusu) ya başka yerde çekildi ya da mizansel fotoğraflar olduğu görüşündeyim.” ifadelerini kullandı.
“DOĞRU ZAMANDA DOĞRU YERDEYDİK. DEMOKRATİK HAKKIMIZI KULLANDIK”
Hakimin davayı karar bağlayacağını söylemesi üzerine 6 tutuksuz sanığın son sözleri soruldu. Tutuksuz sanık Ahmet Küçükkayalı, “Doğru zamanda doğru yerdeydik. Demokratik hakkımızı kullandık. Yanlış bir şey yapmadık.” dedi.
“TAMAMIYLA YANLIŞ ZAMANDA YANLIŞ YERDE OLDUĞUMDAN HAKKIMDA DAVA AÇILDI”
Armağan Hasan Çoban da “Tamamıyla yanlış zamanda yanlış yerde olduğumdan hakkımda dava açıldı. Beraatimi istiyorum.” ifadelerini kullandı. Cemile Korkmaz ise “Sadece gezmeye gitmiştim. Mağdur oldum, beraatimi istiyorum.” derken diğer sanıklar da beraatlerini istedi. Mahkeme, kararını açıklamak üzere duruşmaya bir saat ara verdi.
İDDİANAME…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Dolmabahçe’deki Bezm-i Alem Valide Sultan Camii’ne girilmesi olayının da aralarında bulunduğu, 1 Haziran-4 Ağustos 2013 tarihleri arasındaki Gezi Parkı odaklı eylemlere yer veriliyor. İddianamede, 7’si yabancı uyruklu 255 sanığın, “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet”, “Görevi yaptırmamak için direnme”, “Kamu görevini usulsüz üstlenme”, “Kamu malına zarar verme”, “Özel kıyafetleri usulsüz kullanma”, “Suçluyu kayırma”, “İbadethaneyi kirletmek suretiyle zarar verme” ve “Hırsızlık” gibi suçlardan cezalandırılmaları isteniyor. İddianamede, toplam 220 şüphelinin, 1 yıl 2 aydan 7 yıla kadar değişen hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor. Diğer sanıkların ise 1,5 yıldan 21 yıla kadar değişen hapis cezalarına çarptırılmaları isteniyor.