Atalarımız bizden daha farklı uyuyormuş!

Eskiden insanların uyku düzeni bugünkünden farklıymış. Araştırmacılar 1800 ’lü yıllara kadar insanların iki blok halinde, “bölünmüş uyku düzeni”nde uyuduğunu söylüyor. Virginia Tech Üniversitesinden tarihçi Roger Ekirch, yazdığı “At Day ’s Close: Night in Times Past” (Gün Batarken: Geçmiş Zamanlarda Gece) adlı kitabında İki blok halinde uyku düzeninden söz ediyor.

Homeros ’un Odysseia‘sından, Nijerya ’daki modern kabileler üzerindeki antropolojik incelemelere kadar çok çeşitli eseri, günceleri, mahkeme tutanaklarını elden geçiren Ekirch, 500 ’ü aşkın yerde “bölünmüş uyku düzeni”nden söz edildiğini görüyor. Araştırmasına göre, insanlar bir zamanlar şimdi olduğu gibi 8 saat uyumuyorlardı. Bunun yerine gün batımından hemen sonra 2-3 saatlik bir uykuya yatıyorlar, ardından 2-3 saat uyanık kalıyorlar ve sonrasında yine uykuya yatıp sabah kadar uyuyorlardı. Bu uyku düzeni tüm toplum tarafından normal kabul ediliyordu.

Bu iki uyku arasında yaşanan uyanıklık dönemi de aslında insanların en üretken oldukları dönem olarak belirtiliyor kitapta. Uyanıklık döneminde insanlar rutin hayatlarına devam ediyorlar. Bazen komşu ziyaretlerine bile gittikleri gözleniyor. Bazıları ise yataklarında kalıp kitap okuyor, yazıyor ve sık sık da dua ediyor. 15. yüzyıl sonlarından kalma pek çok dua kitabında uyku arası saatler için yazılmış özel dualar bulunuyor.
16. yüzyıldan kalma bir Fransız doktoruna ait rehber kitapta, çiftlere tavsiyelerde bulunulurken, hamile kalmak için en iyi saatin, uzun ve yorucu bir günün sonundaki zaman değil, “ilk uykudan sonraki” anlar olduğu, bu saatlerde çiftin cinsel ilişkiden daha fazla zevk alacağı ve “daha iyi sonuç elde edeceği” anlatılıyor.

Tarihçi Roger Ekirch, “birinci ve ikinci uyku”ya ilişkin göndermelerin 17. yüzyılın sonlarında kaybolmaya başladığını saptamış. Kuzey Avrupa ’daki kentli sınıflarda gözlenen bu değişim, daha sonraki 200 yıl boyunca tüm batı toplumlarına yayılmış. 1920 ’lerle birlikte tamamen insanın sosyal bilincinden çıkmış.
Ekirch, ilk değişimi sokak ışıklandırmasındaki gelişmelere, ev içinde aydınlatmanın başlamasına ve bazıları sabahlara kadar açık kalan kahvehanelerin yayılmasına bağlıyor. Geceler, meşru faaliyetlerde bulunulabilen bir zaman dilimine dönüştükçe ve gece faaliyetleri de arttıkça, insanların dinlenmeye ayırdıkları zaman azalıyor.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir