Akran zorbalığı nedir? Nasıl başa çıkılır?

Uzman Klinik Psikolog Gülşah Ergin, akran zorbalığı hakkındaki sorularımızı cevapladı.

Uzman Klinik Psikolog Gülşah Ergin, akran zorbalığı hakkındaki sorularımızı cevapladı.
Mevzu çocukların güvenliği olunca 21. yüzyıl, hiçbir dönemde olmadığı kadar çok çeşitlilik içermesiyle önceki zamanlardan ayrılıyor. Akran zorbalığı da bu konunun alt başlıklarından biri. Son yıllarda yapılan çalışmalar, akran zorbalığının okullarda giderek yaygınlaştığını ve öğrencilerin sağlıklı gelişimi için ciddi bir tehdit oluşturduğunu ortaya koyuyor. Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden Uzman Klinik Psikolog Gülşah Ergin’e bu konu hakkındaki sorularımızı cevapladı.
 
Akran zorbalığı nedir?
Akran zorbalığı, bir kişi ya da bir grup tarafından başka bir kişinin sürekli ve amaçlı bir şekilde rahatsız edilmesidir. Burada güçlü olandan güçsüz olana yönelik dengesiz bir güç kullanımı görülür. Kurban olan kişi kendini koruyacak durumda değildir. Akran zorbalığı şakadan farklı olarak sürekli, acıtmaya dayalı bir gücü içerir.
 
Zorbalığa maruz kalan çocuk nasıl bir duygu durumuna girer?
Zorbalığa maruz kalmış çocuklar kendilerini korkmuş, umutsuz, güçsüz, değersiz, kızgın, terkedilmiş, depresif ve bıkmış hissederler. Yaşadıkları durumu birine anlatmakta zorluk çekebilirler. Bu noktada ebeveynlerin çocuklarını çok iyi gözlemlemeleri ve onlardaki değişimleri fark edebilmeleri çok önemlidir. Akran zorbalığına maruz kalmış çocuklar düşük özgüven, çekingen ve utangaçlık, depresiflik gibi belirtiler gösterebilir. Ayrıca çocukta stres temelli rahatsızlıkların başlaması, açıklanamayan yaralanmalar, kişisel eşyalarını kaybetme gibi durumların yaşanması, akademik başarıda düşüş ve yalnız kalmak istememesi gibi değişimler de söz konusu olabilir.
 
Çocuğumuz zorbalık yaşadığını anlatırsa ona nasıl yaklaşmalıyız?
Çocuğu akran zorbalığına maruz kalan bir ailenin her şeyden önce çocuğunu yargılamadan dinlemesi ve onu anlamaya çalışması gerekir. Öncelikle, durumu tartışmak yerine çocukların kendilerini ifade etmelerine fırsat vermek ve onlara anlaşılmış olduklarını hissettirmek önemlidir. Ardından zorbalığın nasıl ve ne şekilde gerçekleştiğini öğrenip mutlaka okul yetkilileri ile işbirliğine girmeleri gerekir.
 
Zorbalıkla karşılaştığı için okuldan soğuyan çocuğa nasıl yardımcı olabiliriz?
Böyle bir durumda ilk yapılması gereken zorbalığın durdurulmasıdır. Ardından, güveni sarsılan çocuklar için okulda yeni bir güven ortamı oluşturulmalıdır. Bu noktada okulun ve öğretmenlerin desteği çok önemlidir. Bu çocukların etrafına ve kendine olan güveninin artması adına grup çalışmalarına dahil edilmesi, sınıf veya okul içerisinde yapılan etkinliklerde onlara aktif görev verilmesi, başarılarının yanı sıra çabalarının da görülmesi ve takdir edilmesi anlamlı bir fark yaratacaktır. Bu yolla çocukta okula karşı oluşan olumsuz duyguların olumlu duygularla yer değiştirmesi sağlanabilir.
 
Evde açık iletişimi destekleyen bir güven ortamı yaratılması önemlidir. Ebeveynlerin çocuklarının okula gitmek istememelerine karşı çıkmak ve bu konuda tartışmak yerine çocuklarıyla empati kurmaları faydalı olacaktır. Çocuğun yaşadıklarının zorlayıcılığının kabul gördüğü, aile desteğiyle hep birlikte atlatılacağına dair inancın tam olduğunun ifade edildiği ortamlar çocuğun gerileyen motivasyonunu toparlamak açısından verimli olabilir.
 
Zorbalığa karşı okul yönetimi ve öğretmenlerle nasıl işbirliği yapabiliriz?
Zorbalığa maruz kalan çocuğun ebeveyni karşı tarafı ve onun ailesini suçlamak yerine mutlaka okulla işbirliği yapmalıdır. Burada unutulmaması gereken şey, zorbalığa maruz kalmış çocuk kadar zorbalığı yapan çocuğun da aslında yardıma ihtiyacı olduğu gerçeğidir. Durumu takip etme açısından zorbalığa maruz kalmış çocuktaki değişimleri kaydetme, gerekli kanıtları alma ve okula resmi bir şikayet mektubu yazılması da söz konusu olabilir. Ardından her iki çocuk için de okul yönetimi, öğretmenler ve ebeveynlerle birlikte bir eylem planı oluşturulmalıdır.
 
Ne gibi önlemler alabiliriz, nereye kadar konuya müdahil olabiliriz?
Ebeveynlerin çocuklarıyla daha çok zaman geçirmeleri ve onların fiziksel ihtiyaçlarının yanı sıra duygusal ihtiyaçlarını da karşıladıklarına emin olmaları önemli. Çocuklarıyla okul ve arkadaşları hakkında sohbet etmeleri ve okulda onları üzen bir durum olup olmadığını sormaları da zorbalığı erken fark etmelerinde veya önlemelerinde etkili olabilir. Bu durumu fark ettikleri veya öğrendikleri noktada mutlaka okulla işbirliği yapmaları gerekmektedir.
 
Çocuğumuz zorbalık yapıyorsa buna kısa ve uzun dönemli olarak nasıl engel olabiliriz?
Çocukları böyle davranmaya iten sebeplerin araştırılması, çocuğun ev ve çevre yaşantısının değerlendirilmesi önemlidir. Bu davranışı sergileyen çocuklar için yapılacaklar mutlaka çocuğun, okulun, ailenin işbirliğini gerektirir. Bu çocuklarla birçok açıdan çok yönlü çalışmalar yapılmalıdır. Kısa dönemde; hem okulda hem de evde bu durumun fark edildiğinin çocuklara belli edilmesi, onaylanmayan davranışlarına yönelik bir konuşma yapılıp bu konuda onlara sınırlar konması, davranışlarının takip edilmesi ve onlara doğru rol model olunması önerilir. Uzun dönemde ise; kendi duygularını ve karşı tarafın duygularını anlama çalışmaları yapılarak empati gelişiminin desteklenmesine ihtiyaç vardır. Sosyal beceri geliştirme, öfke kontrolü, problem çözme gibi alanlar da yine bu çocuklarla uzun dönemde çalışılması gereken diğer alanlardır.
 
Neler akran zorbalığı tanımına girer?
Akran zorbalığının içerisinde istismarın alt türlerini görebiliyoruz. Bu zarar verme durumu fiziksel, sözel, duygusal, cinsel açıdan olabildiği gibi internet yoluyla da olabiliyor. İsim takmak, sataşmak, dalga geçmek, vurmak, itmek, kakmak, para veya cep telefonu gibi eşyalarını zorla almak, korkutmak amaçlı mesajlar göndermek, kenara itmek, umursamamak, oyuna veya gruba dahil etmemek, çocuk ve onun ailesi hakkında dedikodular yaymak vb. şekilde karşımıza çıkabiliyor.
 
 
Haber: Damla Çeliktaban

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir